Giriş
Bu yazıda çocukların ev işi ve bakım faaliyetlerine katılımını toplumsal cinsiyet açısından inceleyeceğim. İlk olarak “Uluslararası Çocukların Refahı Araştırması” (International Survey of Children’s Well-Being – ISCWeB) verilerini kullanarak ülkeler arası karşılaştırmalı betimsel bir analiz sunacağım. Daha sonra Türkiye’ye odaklanarak annelerin istihdama katılımı ve toplumsal cinsiyete yönelik tutumlarının kız ve erkek çocuklarının ev içi emeğini nasıl etkilediğini tartışacağım. İkinci kısımda Hacettepe Nüfus ve Sağlık Araştırmalarının 2008 ve 2013 verilerini kullanarak yaptığım regresyon analizlerinin bulgularını kısaca paylaşacağım.[1]
Çocuk emeğinde cinsiyet eşitsizliğinin maddi temelleri
Son yıllarda artan zaman kullanımı araştırmaları ev içindeki emeği görünür kılarken bize bu ücretsiz emeğin çok büyük bir kısmının hala kadınların omzunda olduğunu gösteriyor. ILO (2018) verilerine göre dünya genelinde bu işlerin yüzde 76’sını kadınlar yapıyor. Çocuklar için zaman kullanımı verileri henüz çok yaygın olmamakla beraber çocuk emeğiyle ilgili yapılan ulusal alan çalışmalarından kız çocuklarının ev işlerine hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde daha fazla zaman ayırdığını biliyoruz. Çocukların ev işlerine yardım ederek sorumluluk almayı ve belli oranda bağımsız ve kendine yeterli olmayı öğrenmeleri olumlu karşılanabilir fakat bu faaliyetler kişisel gelişim, eğitim ve yaratıcı oyunu engelledikleri ölçüde dezavantaj da yaratabilirler. Özellikle kız çocuklarının erken yaşlardan itibaren eşitsiz koşullarda mücadele etmelerine, daha da önemlisi belli toplumsal cinsiyet rollerini içselleştirdikleri için hayatları boyunca bu cinsiyetçi sosyalleşme sürecinden etkilenmelerine sebep olabilir.
Çocukların ev içi emeğinde gözlemlediğimiz cinsiyet eşitsizliğinin en yaygın açıklaması toplumsal cinsiyet rollerinin yeniden üretim mekanizması olarak davranış modellemesidir (Cunningham, 2001a). Çocuklar ebeveynlerinin davranışlarını model alarak alışkanlık oluşturur, cinsiyet kimliklerini bu çerçevede icra ederler. Örneğin geleneksel iş bölümünün güçlü olduğu ailelerde kız çocukları annelerini rol model alarak daha fazla ev işi yaparken, daha eşitlikçi iş bölümünün olduğu ailelerde erkek çocukları babalarını izleyip ev işlerine katılım gösterebilirler. Yani çocukların ev içi emeğinde cinsiyet eşitsizliği ailedeki yetişkinler arasındaki eşitsizlikle doğrudan bağlantılıdır. (Hu, 2015; Álvarez ve Miles-Touya, 2012). Ebeveynler çocuklarına cinsiyetlerine göre görevler verebilirler ya da onları eleştirir veya överken farklı davranabilirler. Anne ve baba cinsiyet temelli bir ayrımcılıktan özellikle kaçındıklarını ifade ettiklerinde bile çocukların ev işlerine katılımında cinsiyet eşitsizliği genellikle gözlemlenir (Blair, 1992a).
Çocuklarda gördüğümüz bu cinsiyet farkını açıklarken ailedeki yetişkinler arasındaki iş bölümünün yanı sıra annenin çalışma durumu, anne ve babanın eğitim durumu ve toplumsal cinsiyet tutumlarının da önemli etmenler olduğu gösterilmiştir. Örneğin, annelerin istihdama katılımının kız çocuklarının ev işlerine ayırdığı vakti artırdığına yönelik bulgular var (Benin ve Edwards, 1990; Dayioglu, 2008; Self, 2011; Blair 1992b, Susanlı ve digerleri; 2016). Anne ve babaların eşitlikçi görüşlere sahip olmalarının özellikle erkek çocuklarının büyüdüklerinde ev işlerine katılımını ve cinsiyet rolleri hakkındaki görüşlerini olumlu etkilediğini gösteren çalışmalar da var. (Cunningham, 2001a; Cunningham, 2001b). Yani özetle, toplumdaki genel kültürel yapıdan aile içi dinamiklere kadar geniş bir alanda cinsiyet eşitsizliğinin maddi temelleri ve ideolojik yeniden üretim mekanizmaları çocukların davranışlarını etkiler ve çocuk emeğindeki cinsiyet farkını şekillendirir.
Çocukların ev içi emeğine karşılaştırmalı bir bakış
Uluslararası Çocukların Refahı Araştırmasının ikinci dalgası (2013-2016) kapsamında 16 ülkeden çocuklarla görüşülmüş[2] ve onlara refahı belirleyecek birçok başka değişkenin yanı sıra zaman kullanımı ile ilgili sorular sorulmuştur. Çocukların ev işi ve ailedeki kardeş ya da başka bireylerin bakımına ne kadar katıldıkları ile ilgili sorulara verdikleri cevap şıkları arasına “nadiren veya hiç”, “haftada bir defadan az”, “haftada bir kez” ve “her gün veya hemen hemen her gün” dahil edilmiştir. Bu çalışmadaki ev işi ve bakım işlerine katılım değişkenleri bu sorulara “her gün veya hemen hemen her gün” şeklinde yanıt veren çocukların yüzdesi hesaplanarak oluşturulmuştur.
Tablo 1’de ev ve bakım işlerine neredeyse her gün katılan kız ve erkek çocuklarının yüzdesi ve aradaki toplumsal cinsiyet farkı bu 16 ülke için hesaplanmıştır. Tablodan da görüldüğü üzere ev işlerine katılımdaki fark bütün ülkeler için pozitif, yani kız çocukları bu ülkelerin hepsinde erkek çocuklarından daha fazla ev işlerine katılıyor. Kolombiya cinsiyet farkının en büyük olduğu ülke, ardından Türkiye ve Estonya geliyor. Bakım işlerindeki cinsiyet farkı daha az belirgin ama ülkelerin çoğunda fark pozitif. Norveç erkek çocuklarının bakım işlerine kız çocuklarından daha fazla katıldıkları bir ülke olarak istisna.
Kaynak: Uluslararası Çocukların Refahı Araştırması (The International Survey of Children’s Well-Being -ISCWeB) Notlar: * toplumsal cinsiyet farkı istatistiksel olarak anlamlı (p-value <0.01). Kız çocukları farkın pozitif (negatif) olduğu ülkelerde bu işlere erkek çocuklarından daha fazla (daha az) katılıyor.
Çocukların davranışları toplumun genelindeki cinsiyetçi iş bölümüyle ilgili kültürel yapıdan doğrudan etkilendiği için bu çalışma kapsamındaki ülkelerde diğer cinsiyet eşitsizliği göstergelerine baktığımızda hiç şaşırtıcı olmayan korelasyonlar görüyoruz. Örneğin çocuk emeğinde görülen cinsiyet farkının büyük olduğu ülkelerde kadınların işgücüne katılımı daha düşük, yetişkinler arasındaki ev içi emek dağılımı daha adaletsiz, mesleki cinsiyet ayrımları daha keskin olma eğilimi gösteriyor (Tablo 2). Örneğin Türkiye’de kadınların işgücüne katılımı oldukça düşük (%34) ve yetişkinlerin ev içindeki emeğinde bu 16 ülke arasındaki ikinci en büyük fark (yüzde 15 puanlık) gözlemleniyor.
Kaynak: Dünya Kalkınma Göstergeleri (World Development Indicators)
*na: not applicable (veri bulunmuyor).
Notlar: Dünya Bankası tarafından yayınlanan toplumsal cinsiyet eşitsizliği endeksi insani kalkınmanın üç boyutuna odaklanarak kadın ve erkek arasındaki eşitsizliği ölçüyor. Bunlar üreme sağlığı, kadınların güçlenmesi ve ekonomik statüsü ile ilgili göstergeleri kapsıyor. Duncan mesleki ayrışma endeksi kadın ve erkek istihdamının sektörlere dağılımının ne kadar farklı olduğu ölçüyor. Duncan endeksi verileri için Das ve Kotikula (2018) kaynak olarak kullanılmıştır.
Çocukların sosyalleşme süreçleri toplumun genelindeki bu cinsiyetçi yapıdan güçlü bir şekilde etkilense de aile hala çocukların cinsiyet kimliklerini performe etmeyi öğrendiklerini en önemli alan. Bu yüzden aile ile ilgili değişkenlerin çocukların zaman kullanımı ve ev içi rollerini nasıl şekillendirdiğine dair geniş bir literatür var. Ben bu yazının ikinci kısmında cinsiyetçi iş bölümü ve geleneksel rollerin hala oldukça güçlü olduğu Türkiye örneğinde ailenin rolüne odaklanacağım. Annelerin istihdam durumu ve toplumsal cinsiyet rolleriyle ilgili görüşlerinin çocuklar üzerindeki etkisine bakacağım. Babaların toplumsal cinsiyete dair görüşleri de çok önemli bir belirleyen olmasına rağmen veri kısıtları yüzünden bu çalışmada analize dahil edilemedi.
Annelerin istihdam durumu ve toplumsal cinsiyete yönelik tutumlarının çocuklara etkisi
Hacettepe Nüfus ve Demografi Araştırmaları kapsamında toplanan verilerde ev içindeki iş bölümüne dair kadınlara şöyle bir soru sorulmuş: “Sayacağım işleri evinizde öncelikli olarak kim yapar” ve cevap şıkları arasında kadının kendisi, eşi, kız çocuğu, erkek çocuğu ya da evde yaşayan farklı aile üyeleri var. Benim ekonometrik analizde kullandığım bağımlı değişkenler bu soruya dayanarak oluşturuldu[3]. Öncelikle kız ve erkek çocuklarının hangi oranlarda bu işler için “öncelikli” sorumluluk aldığına baktım. Tablo 3 çeşitli işlere çocukların katılım yüzdelerini gösteriyor. Daha sonra çocukların bu işlerin herhangi birinden öncelikli sorumlu addedilmeleri olasılığının belirleyenlerini kız ve erkek çocuklar için ayrı ayrı modelledim. Bu işlere katılımı etkileyebilecek değişkenler arasına annenin istihdam durumu ve cinsiyet rolleriyle ilgili görüşlerinin yanı sıra babanın herhangi bir kategori için öncelikli sorumluluk alıp almadığı, evde başka bir yetişkin kadın olup olmadığı, anne ve babanın yaşı, eğitim durumu, hanede ikamet eden birey sayısı, ailenin gelir düzeyi, yerleşim yeri gibi faktörler de dahil edildi.
Kaynak: Hacettepe Nüfus ve Demografi Araştırmaları 2008 ve 2013
Tablo 3’te çocukların ev işlerine katılımının son derece cinsiyetçi olduğunu görüyoruz. Özellikle "kadın işi” olarak görülen yemek, bulaşık temizlik gibi kategorilerde erkek çocukların katılımı çok düşük kalmaktadır. Kız çocuklarının katılımında 2008’den 2013’e düşüş var ve genel olarak katılım farklı işler için yüzde 10’un altında. Fakat ankette bu sorunun soruluş biçimi kız çocuklarının ev içi emeğini olduğundan daha düşük gösteriyor olabilir. Çünkü bir kategoriden “öncelikli” sorumlu olmasalar dahi bu emek süreçlerine farklı yoğunluklarda katılıyor olabilirler (benim tahminim bu yönde). Daha ayrıntılı zaman kullanımı araştırmalarına bu yüzden ihtiyaç var.
Regresyon analizinin bulgularına gelirsek, annelerin istihdama katılımı ev içi çocuk emeğini (dipnot 3’te tanımlandığı şekliyle) kız çocukları için 1,6 oranında artırıyor. Yani annesi istihdama katılan bir kız çocuğunun bu işlerin herhangi birinden öncelikli olarak sorumlu olma olasılığı yüzde 60 daha fazla. Annelerin eşitlikçi görüşlere sahip olmaları kız çocuklarının ev içi emeğini istatistik olarak anlamlı bir şekilde azaltıyor. Erkek çocukları için bu iki değişken anlamlı bir etki yaratmıyor. Babaların bu işlerden herhangi birinde öncelikli sorumluluk alması kız çocuklarının ev içinde çalışma olasılığını düşürüyor ve yine erkek çocukları üzerinde anlamlı bir etkisi yok. Özetle, baba ve kız çocuğunun ev içi emeğinde bir ikame etkisi varken, erkek çocukları ev içi emekten tamamen muaf görünüyor. Diğer değişkenlerin etkisine baktığımızda, anne ve babanın eğitim düzeyi arttıkça her iki cinsiyet için de ev içi emeğin azaldığını, hane geliri artıkça sadece kız çocuklarının ev içi emeğinin anlamlı bir şekilde azaldığını görüyoruz.
Analizde makalenin İngilizce aslında daha ayrıntılı tartıştığım bir “içsellik” problemi var. Yani annenin istihdam kararıyla kız çocuğunun ev içi emeğe katılım kararı birbirinden bağımsız değil. Bu sebeple analizi istihdama katılan ve katılmayan anneler için ayrı ayrı yaptığımızda daha güvenilir sonuçlar elde etmek mümkün. Bu durumda iki önemli bulguyla karşılaşıyoruz. Annelerin eşitlikçi görüşlere sahip olmaları istihdama katılmayanlar arasında hem kız hem erkek çocuklarının ev içi emeğini azaltıyor. İstihdama katılan annelerin eşitlikçi görüşleri ise kız çocuklarının ev içi emeğini azaltırken erkek çocuklarınınkini artırıyor.
Bu bulgu birkaç açıdan önemlidir. Birincisi, kadınların istihdamını artırmak başka birçok faydasının yanı sıra çocukların emeğindeki cinsiyet farkının kapanmasına yardımcı olabilir, hem çalışan anneler kız çocuklarına daha farklı şekilde rol model olduğu için, hem de erkek çocuklarının ev içi emeğe katılımını teşvik ettiği için. İkincisi, erkek çocuklarının ev işlerine katkı sunarak sosyalleşmeleri uzun dönemde yetişkinlerin ücretsiz ev içi emeğindeki eşitsizliğin kapanmasına yardımcı olabilir. Türkiye örneğinin uluslararası literatüre en önemli katkısı istihdamdaki annelerin eşitlikçi görüşlerinin erkek çocuklarına olumlu etkisi. Annenin çalışma durumunun kız çocuklarının ev içi emeğini artırdığını biliyorduk ve Türkiye verileri de bunu destekliyor. Fakat eşitlikçi görüşlerle birleştiğinde erkek çocuklarını daha adil bir iş bölümüne teşvik etmesi umut verici bir bulgudur.
Referanslar
Álvarez, B., ve Miles-Touya, D. (2012). Exploring the Relationship between Parents’ and Children’s Housework Time in Spain, Review of Economics of the Household, 10(2), 299–318.
Blair, S. L. (1992a). The Sex-typing of Children’s Household Labour: Parental Influence on Daughters’ and Son’s Housework. Youth and Society, 24(2), 178-203.
Blair, S. L. (1992b). Children’s participation in household labour: Socialization versus the need for household labour. Journal of Youth and Adolescence, 21, 241-258.
Cunningham, M. (2001a). The Influence of Parental Attitudes and Behaviors on Children’s Attitudes toward Gender and Household Labour in Early Adulthood. Journal of Marriage and Family, Vol. 63 (1), 111-122.
Cunningham, M. (2001b). Parental Influences on the Gendered Division of Housework, American Sociological Review 66(2): 184– 203.
Das, S., ve Kotikula, A. (2018). Gender-Based Employment Segregation: Understanding Causes and Policy Interventions. World Bank, Washington, DC. License: Creative Commons Attribution CC BY 3.0 IGO.
Dayioglu, M. (2008). Mother's and children's employment in Turkey. The Journal of Developing Areas, 42, 95–115.
Dildar Y. (2020). Gender differences in children's domestic work: Evidence from Turkey, Journal of Economic Policy 3, 365-388.
Hu, Y. (2015). Gender and Children’s Housework Time in China: Examining Behavior Modeling in Context, Journal of Marriage and Family, 77(5), 1126–1143.
Self, S. (2011). Market and non-market child labour in rural India: The role of the mother’s participation in the labour force. Oxford Development Studies, 39, 315–338.
Susanli, Z. B., Inanc-Tuncer, O. ve Kologlugil, S. (2016). Child Domestic Labour and Mother’s Employment in Turkey. Economic Research-Ekonomska Istraživanja, 29 (1), 967-97.
Notlar
[1] Bu çalışmada özetlenen bulguların daha detaylı bir analizi için aşağıdaki makaleye bakılabilir: Dildar Y. (2020). Gender differences in children's domestic work: Evidence from Turkey, Journal of Economic Policy 3, 365-388: https://www.rivisteweb.it/doi/10.1429/99450. Daha kolay erişim için: https://ydildar.files.wordpress.com/2021/04/dildar_2020_pejep.pdf. [2] Ben sadece 12 yaşındaki 19,212 çocuğu kapsayan örneklemle çalışmayı tercih ettim ama 8 ve 10 yaşındaki çocuklar için de veri toplanmış. [3] Ev içi çocuk emeği çalışmanın ana bağımlı değişkeni ve çocuk Tablo 3’te listelenen herhangi bir işten öncelikli olarak sorumluysa 1, hiçbirinden sorumlu değilse 0 değerini alıyor.
Comments